HABER MERKEZİ – Diyarbakır Cezaevi’ndeki PKK’li tutsaklardan Ferhat Kurtay, Necmi Öner, Eşref Anyık ve Mahmut Zengin, 17 Mayıs 1982’de işkence ve onursuz yaşama karşı bedenlerini ateşe vererek, ‘direniş zafere götürür’ diyen Mazlum Doğan’ı takip ettiler. Kürdistan direniş tarihinde abideleşen ‘Dörtler”in eyleminin yıl dönümü vesilesiyle ANF’ye konuşan e KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Elif Ronahi, PKK’nin 40. yıl dönümünü büyük bir mücadeleyle yürütmesinde ‘Mayıs Ayı Şehitleri’nin rolüne dikkat çekti. Ronahi, “PKK’nin bu aşamaya gelmesinde temel köşe taşları olmuşlardır” dedi.
‘HAYVANLAŞTIRMA’ VE ‘TÜRKLEŞTİRME’
Türk devlet sisteminde yaşam hakkının kendi varlığını inkarla mümkün kılındığını belirterek, şunları söyledi: “Deyim yerindeyse ‘hayvanlaştırma’ ve bunun üzerinden Türkleştirmeyi kabul etme dayatılıyor. Bunun karşısında yürütülen varlık mücadelesidir. Dünya devrim hareketlerine baktığımızda hiçbir sosyalist, devrimci, Kürt halkı ve militanları kadar varlık mücadelesi yürütmemiştir. Kürdistan’da öyle bir hale getirilmiştir ki; Kürtlüğüne sahip çıkmak yok olmakla yüz yüze gelmektir.”
MAZLUM’UN MÜCADELESİNİ SÜRDÜRDÜLER
Elif Ronahi, Dörtler’in, Mazlum Doğan’ın eylemine cevap olarak mücadeleyi devam ettirdiklerini vurguladı. Ronahi, “Heval Mazlum dayatılan varlık inkârına, teslimiyete, ihanete, kimliksizleştirmeye karşı yaktığı dört kibrit çöpüyle Newrozlaştı. Başlattığı var olma mücadelesini Dörtler devam ettirdi” dedi.
‘BU BİR EYLEMDİR, ATEŞE SU DÖKMEYİN’
Dörtler’in gerçekleştirdiği eylemin, en üst düzeyde kararlaştırmayı gerektiren; bir kişilik eylemden çok farklı bir eylem olduğuna işaret eden Ronahi, şöyle anlattı: “Dört yoldaşın bir araya gelip düşünce ve amaç ortaklığı üzerinden vücutlarını, düşüncelerini birleştirip tek bir insan olgusuna vararak yaptıkları eylem biçimi var. Ateşi söndürmek isteyenlere karşı ‘Bu bir eylemdir, ateşe su dökmeyin. Ateşe su dökmek ihanettir’ diyen dört yoldaş…”
Dörtler’in mücadelesini yaşatmak için Kemal Pir, Hayri Durmuş, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek’in ölüm orucu direnişini şehadete kadar sürdürdüğünü hatırlatan Ronahi, “Direniş böyle zincirleme gelişti. Zindanda kendi varlığını kabul ettirme, onurlu bir duruşu, insan olmanın gereğini sergileyen bir direniş vardır. Türk zindanlarındaki PKK militanları ‘biz teslim olmayacağız, ihanet etmeyeceğiz. Bunun bedeli ne kadar ağır olursa olsun yaşamımızla ödeyeceğiz ama sizin dayattığınız onursuzluğu, kimliksizliği kabul etmeyeceğiz’ demişlerdir” şeklinde konuştu.
PKK’NİN TOPLUMSALLAŞMASINI SAĞLADI
Türk devletinin, Kürt kimliğini, onurunu, şerefini teslim almak; PKK’yi daha doğmadan boğmak, toplumsallaşmasını önlemek, zindandaki direnişin topluma yansımasını engellemek istediğini kaydeden Ronahi, şöyle devam etti: “Fakat tam tersine gelişen bir direniş bunun önünü aldı ve PKK’nin toplumsallaşmasını sağladı. Düşmanın geliştirdiği özel savaş, insanlığı insanlıktan çıkarmaya dönük uygulamaları yerle bir eden bir direniş sergiledi Dörtler ve diğer arkadaşlar. Eğer zindandaki direniş gelişmemiş olsaydı gerilla da oluşmazdı, 15 Ağustos atılımı da gelişmezdi.”
15 AĞUSTOS DİRENİŞİN SONUCUYDU
15 Ağustos 1984’te atılan ilk kurşunun da gerici faşist zihniyete yönelik olduğu kadar direnenlere de ses olduğunu belirten Ronahi, şunları söyledi: “Zindanda başlayan direniş, gerilla ile büyüyen 15 Ağustos atılımına, PKK’nin varlığını koruyan, sağlamlaştıran ve toplumsallaştıran, ideolojik ve politik bir çizgiye ulaştıran mücadeleye vesile oldu. Hayriler, Kemaller, Mazlumlar, Dörtler, eylemleriyle 40 yıllık PKK mücadelesinin temel taşları, sosyalist öncüleri oldular.”
KÜRT KADINI ORDULAŞTI
Mayıs ayında ilk kadın komutan olarak görev ve sorumluluk üstlenen Mizgin’in şehit düştüğünü; Leyla Qasim, Şirin Elemhuli ve dört yoldaşının idam edildiğini hatırlatan Elif Ronahi, “Nerede Kürtler bir varlık mücadelesi yürüttüyse oraya en insanlık dışı uygulamalarla saldırıp mücadeleyi bitireceklerini düşünmüşlerdir ama mücadele hep büyüdü. Kadın gelişerek, ordulaşarak, toplumsallaşarak faşizme karşı özgürlük mücadelesini geliştirerek, saldırılara karşı panzehir oldu” dedi.
DOĞRU YOLDAŞLIK VE CEVAP İÇİN
KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Elif Ronahi, son olarak şunları ifade etti: “Onların yoldaşları, yarattıkları mücadele çizgisinde yürüyenler olarak, görkemli mücadelelerini sadece yüreğimize gömerek değil, yüreğimizde yeşerterek, büyüterek, halkın özgürlüğünü, demokratik ulusun Kürdistan ve Ortadoğu’nun her yanında gelişmesini sağlayarak doğru bir yoldaşlık ve cevap vermiş oluruz. Özellikle kadın olarak, kadın özgürlük mücadelesini geliştirip Kürdistan’daki tüm annelerin ve çocukların özgür yaşamasını sağlayarak bu yoldaşlarımıza tarihsel bir cevap olma mücadelesini sonuna kadar yürüteceğimizi belirtmek istiyoruz. Mayıs Ayı Şehitlerini bir kez daha anıyor ve devrim mücadelesinde şehit düşen tüm yoldaşlarımızın anılarının önünde saygıyla eğiliyoruz. Onların büyük amaçlarını gerçekleştirme sözünü tekrarlıyoruz.”
